ara
face
Son Yazılar
Yazının DevamıSezar ve Napolyon, turşunun askerleri için cesaret kaynağı olduğunu söylemişler....
Yazının DevamıYapımının hayli zor olması nedeniyle tadı ve kıvamı taklit edilemeyen...
Yazının DevamıBüyükannelerimizi işlerken gördüğümüz ve bir dönem demode bulunarak çeyiz sandıklarında...
Yazının Devamıİlkbaharın habercisi leylekler, özellikle Türkiye’de en sevilen hayvanlardan biri. Öyle...
Yazının DevamıSoğuk kış aylarının sıcacık yemişi… “Kestane kebap yemesi sevap…” Sobanın...
Kışın vazgeçilmez klasiği: KESTANE
İnsanlığın ilk besin kaynaklarından biri olan kestane, en çok taze olarak, haşlanarak ya da kebabı yapılarak yeniyor. Yılda 50 bin ton kestane üretimiyle dünyada dördüncü sırada yer alan Türkiye’de şekerlemesi son derece sevilen kestane, Osmanlı saray mutfağında da sıklıkla kullanılıyordu. Türk kültüründeki yeri apayrı olan kestane özellikle soğuk kış akşamlarının soba başındaki sıcacık atıştırmalığı… Doyurucu olmasının yanısıra birçok besin öğesine sahip kestane, diğer sert kabuklu yemişlerin aksine vitamin ve mineral açısından da zengin bir kaynak olmasıyla ön plana çıkıyor.
En yaşlı kestane ağacı İtalya’da…
Hasadına sonbahar ortalarında başlanan kestane, kış vakti en sevilen yiyeceklerin başında geliyor. Latincesi “castanea sativa” olan kestane, esasında bol lifli ve karbonhidratlı bir tohum. Kayıngiller familyasından hiçbir suni ilaca ve gübreye ihtiyaç duymadan yetişen kestane ağaçlarının yenilebilen bu sert kabuklu tohumları, nişastalı yapısından dolayı yemeklerde de lezzet verici ve kıvam arttırıcı olarak kullanılıyor. Kestane, “kupula” denilen dikenli ve yeşil renkte top görünümlü dış kabuk içinde ikili ya da üçlü halde bulunuyor. Hasat zamanı gelince bu dikenli dış kabuk sararıp çatlıyor ve ağaçtan düşüyor. Bu sayede kestanenin meyveleri dikenli toplarından ayrılıyor. Ağaçta kalanlar da, uzun sırıklarla ağacın dallarına vurularak yere düşürülüyor. Kayalık yamaçları ve kumlu toprakları seven kestane ağaçları aşılandıktan beş yıl sonra meyve vermeye başlıyor. Yaşayan en eski ve en büyük kestane ağacı, İtalya’da Etna Yanardağı yakınlarındaki Acireale’de bulunuyor ve yaşının dört bin olduğu düşünülüyor.
Faydaları saymakla bitmiyor
Damar sertliği ile yüksek tansiyondan şikayet edenler ve şeker hastalarının yememesi gereken kestanenin tespit edilebilen faydaları saymakla bitmiyor. Kabuklarının suda kaynatılıp içilmesi ateş düşürüyor ve sinirleri yatıştırıyor. Meyvesi, kasları kuvvetlendiriyor, kan dolaşımını düzenliyor. Beden ve zihin yorgunluğunu gideriyor. Karaciğer yorgunluğu ve şişliğini geçiriyor. Kansızlığı gideriyor. Mideyi kuvvetlendiriyor. Açlık hissini bastırıyor, cinsel gücü arttırıyor. Kandaki kolesterol oranını düşürüyor. Kan dolaşımını düzenliyor ve hızlandırıyor. Mideyi yatıştırıcı etkisinin yanısıra enerji veriyor. Hücrelerin yaşlanmasını geciktiriyor. Kas ve kemikleri güçlendiriyor. Dişler için de oldukça faydalı. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve felç geçirme riskini düşürüyor. Güçlü bir anti-oksidan olan kestane, içerdiği flavanoidler sayesinde kansere yol açan zararlı serbest radikallere karşı koruma sağlıyor. En lezzetli kestanelerin nasıl yapıldığını merak edenler için aşağıda birkaç farklı yöntemle yapılan tarifleri derledik.
Tavada kestane: Öncelikle kestaneler yıkanır. En çıkıntılı kısımlarına “+” şeklinde çizikler atılır. Ancak çiziklerin çok derin olmamasına dikkat edilir. Bu işlem için özel aparatlar satılıyor. Çizilen kestaneler derin bir kap içindeki suda iki saat kadar bekletilir. Suya bir tatlı kaşığı pekmez eklerseniz pişince çok daha lezzetli oluyor. Eğer bekletmeye vaktiniz yoksa kilo başına bir çay bardağı su koyarak hemen tavaya alabilirsiniz. Fakat suda bekletilen kestanelerin içi daha yumuşak oluyor. Orta derecedeki ateşte yaklaşık 20 dakika pişirdikten sonra kestaneleriniz hazır.
Fırında kestane: Öncelikle yine kestanelerinizi yıkayın ve daha önce tavada yaptığınız gibi “+” şeklinde çizik atın. Daha sonra fırın tepsisine dizerek 200 derecede önceden ısıtılmış fırına koyun. Yaklaşık 20 dakika fırında kaldıktan sonra kestaneleri sıcak sıcak yiyebilirsiniz.
Közde kestane: Kestanelerinizi yine yıkayarak ortalarına bir çizik atın. Çizdikten sonra 5-10 dakika suda beklettikten sonra süzün. Köz tavanızı ocağa koyup altını iyice açın ve kestanelerinizi üzerine koyun. Kestanelerin tavada azar azar pişirilmesi, dikkat edilmesi gereken bir husus. Kestaneler pişerken üç dakikada bir karıştırın. Üzerinde siyahlıklar oluşmaya başlayınca tavadan alabilirsiniz.
Vitamin deposu
Protein ve yağ oranı düşük olan kestanede başta nişasta olmak üzere iyi kalitede sindirilebilen lifler, B1, B2 ve C vitaminleri bol miktarda bulunuyor. Demir, kalsiyum, sodyum, magnezyum, mangan, klor, fosfor ve çinko gibi mineraller bakımından da zengin olan kestane çok iyi bir potasyum kaynağı. Ayrıca gluten içermeyen bir yemiş. 100 gram kestane, 160 kalori enerji sağlıyor; 34 gr karbonhidrat, 3,2 gr protein, 1,8 gr yağ ve 8-10 gr lif içeriyor. Kestane kavrulduğu takdirde nem oranının yüzde 20’sini kaybederken, şeker miktarı yüzde 25 oranında artıyor ve enerji değeri 200 kaloriye çıkıyor.
Kışın vazgeçilmez klasiği: KESTANE, Tetra İletişim tarafından, Taksim International Group Hotels için üretilen “Taksim International” dergisinin "Kış 2018" sayısında yer aldı. Belkıs Dalkıranoğlu tarafından hazırlanan haberin sayfa tasarımı ve uygulaması Ayşen Kızılkaya tarafından yapıldı.